Konutta Yeni Faiz Oranları ve Emlak Piyasası Beklentileri
Türkiye ekonomisi dış ekonomilerden etkilenmeye müsait bir yapıdadır, bunun sebebi de ithalat oranının, ihracata göre fazla olmasıdır. Türkiye 2018 yaz aylarında dış siyaset dolayısıyla başlayan ekonomik sarsıntı yaşamaya başlamıştır. Bu siyasi temelli ekonomik sarsıntı ülke ekonomisi için önemli olan inşaat sektörünü de durağan hale getirmiştir. Devletin desteği ile siyasi temelli olan ekonomik sıkıntıları gidermek amacıyla devlet emlak sektöründe bir atılım yaratmak için faiz oranlarını düşürerek ekonomiyi canlandırmak ve de arsa değerlerini düşürmemek için çalışmalar yapmaktadır.
Türk iş adamları ve sermaye sahiplerinin yatırım aracı olarak inşaat sektörüne bağlı olması ve bu sektörde edilecek zararın genel ülke ekonomisinin büyüme sürecine zarar verebileceği ihtimali, ticari göç başlangıçlarına sebep olabileceğinden; Devlet ülke ekonomisini canlandırmak için inşaat sektörüne bazı imtiyazlar ve haklar vererek iç piyasa ekonomisini canlı tutmak hedefliyor.
Bunun için yapılan en önemli çalışmaların başında ise faiz oranlarının düşürülmesi ve konut alımında teşvik edici ödeme planları çıkartılması geliyor. Öncelikle imar barışı ile konut sektörü hareketlendirilmek amaçlandı. İmar barışı, KDV ve tapu avantajlarının ardından, konut sektörüne bir destek de bankalar tarafından sağlandı[i]. Ziraat bankası %1.23’den %0.98 e düşürdüğünü açıkladıktan sonra Halk bankası da benzer bir oranda faiz düşüşü gerçekleştirdiğini duyurdu[ii].
Bankalar bu yeni düzenlemeler ile banka bilançolarının para birimleri itibarıyla zaman içinde dengeye gelmesi ve dolarizasyonun belirli ölçülerde azaltılması yönünde de katkı sağlamayı planlamaktadır. Bunun yanı sıra düzenlemelerdeki temel hedef, milli para ile tasarrufun teşvik edilmesi. Hem milli parayla tasarruf, hem de milli parayla daha uzun vadeli tasarruf desteklenmesidir. Böylece, dolaylı olarak kredi faizleri üzerindeki baskı da kısmen azaltılabilecektir.
Bu çalışmaların en temel prensibi Türk lirasının değerinin artması ve döviz karşısında değer kaybının durmasının yanı sıra dış ekonomisinde döviz kullanan bir ülke olan Türkiye’nin en temel hedefi dışarıya ihraç edeceği markaları arttırmak, yeni ürünler yelpazesi oluşturmak ve sanayi sistemleri kurmaktır. Konut alımındaki faiz indirimini de, ekonomik büyümeyi desteklemenin yanında, önlem niteliğinde alınan devlet destekli kararlardan biri olarak da düşünülebilir ve faizler size uygun seviyeye indiğinde yatırım amaçlı konut kredileri değerlendirilebilir.
[i] https://www.emlakkonut.com.tr/_Assets/Upload/Images/file/Yatirimci/sektorRaporu/YATIRIMCI%20ILISKILERI_SEKTOR%20RAPORU_TR.pdf