Aloe Vera Nedir, Ne İşe Yarar ve Nasıl Yetişir?
Aloe vera, birçok durum için kullanılan temel bir malzeme olarak, geçmişten günümüze kadar cilt bakımı, sağlık ve tıbbi amaçlar için sıklıkla kullanılmıştır. Kurak iklimlerde doğal olarak yetişen bir kaktüs bitkisi olan aloe vera bitkisinin etli yaprakları; vitaminler, mineraller ve enzimler de dahil olmak üzere 75’ten fazla farklı aktif bileşiğe ev sahipliği yapan berrak bir jel barındırır.
Aloe Vera Nedir?
Aloe vera, yüzyıllardır geleneksel ilaç olarak kullanılan bir bitkidir. Aslında, taş oymaları eski Mısır’da kullanımı popüler olan bir bitki olduğunu göstermektedir. Kozmetik, cilt bakımı, besin takviyeleri ve bitkisel ilaç olarak dünya çapında hala yaygın olarak kullanılmaktadır. Aloe vera bitkisinin bitkisel olarak kullanılan iki bölümü yaprakların içinde bulunan şeffaf jel ve bitkinin derisinin hemen altında bulunan lateks adı verilen sarı maddedir. Aloe vera tablet, kapsül, jel ve merhem olarak mevcuttur. Bazen sağlık içeceklerinde, kozmetik ürünlerinde ve el dezenfektanlarında bir bileşen olarak da kullanılmaktadır.
Aloe Vera Ne İşe Yarar?
Uzun süreli geleneksel kullanımına rağmen, aloe vera ile ilgili çok az sayıda sağlam klinik çalışma yapılmıştır. Ancak şu ana kadar yapılan araştırmalarda aloe vera bitkisinden faydalanılan durumlar şu şekildedir:
Sedef hastalığı: Sedef hastalığı semptomlarını yatıştırmak için aloe vera jeli kullanılmaktadır. Araştırmalar, aloe vera’nın diğer tedavilerin yanı sıra, belirli sedef hastalığı semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabileceğini gösteriyor. Aloe veranın yara iyileştirici özelliği sayesinde, sedef hastalığı nedeniyle ciltte oluşan çatlaklar çok daha kısa sürede iyileşmektedir.
Kabızlık: Geleneksel olarak aloe veradaki lateks ağızdan alındığında kabızlığa çare olarak kullanılmaktadır. Kabızlığa olan faydası aloe’nin aloin adı verilen lateksinde bulunan bir tür doğal müshilden kaynaklanmaktadır. Birçok çalışma aloe lateksinin kabızlık tedavisindeki etkinliğini desteklemektedir.
Yanık: Aloe vera yanıkları yatıştırmak için faydalı bir bitkidir. Aloe vera jeli yeni cilt hücrelerinin oluşumunu ve kolajen üretimini artıran glukomannan adı verilen bir bileşik içerdiğinden, küçük yanıkların iyileşmesi için gereken süreyi azaltmaktadır.
Antimikrobiyal: Aloe vera antimikrobiyal özelliklere sahiptir ve klinik ortamlarda diş ekipmanlarını dekontamine etmek için kullanılmıştır. Bu temizleme aktivitesi, aloe vera’nın bakteriyel enfeksiyona karşı korunmaya yardımcı olmak için küçük cilt sorunlarına da uygun olduğu anlamına gelir.
Böcek ısırıkları: Aloe vera’nın cilt üzerindeki serinletici etkisi, onu böcek ısırıklarının kaşıntısını durdurmak için ideal hale getirir. Ayrıca aloe vera, cildin kaşınmasına ve tahriş olmasına neden olan histamin üretimini önleyebilir.
Antioksidan: Aloe vera, güçlü bitki antioksidan bileşikleri olan polifenollerin yanı sıra, A vitamini (beta-karoten), C ve E vitaminleri de dahil olmak üzere diğer antioksidanları içerir. Antioksidanlar, hücre hasarına neden olan zararlı moleküller olan serbest radikalleri nötralize ederek hastalıkları ve erken yaşlanmayı önlemeye yardımcı olur.
Leke eğilimli ciltler: Aloe vera jelinin içeriği bu özel bitkiyi sıklıkla aşırı sebum ve ciltteki kirin neden olduğu lekelerin giderilmesine yardımcı olmak için iyi bir seçim yapar. Aloe veradaki çinko, gözenekleri sıkılaştırmak için çalışırken, amino asitler sertleşmiş cilt hücrelerini yumuşatmak ve onları yenilemeye teşvik etmek için hareket eder.
Aloe Vera Nasıl Yetişir?
Aloe vera gelişmek için kumlu toprağa veya kaktüs toprağına ihtiyaç duyar. Aloe vera az suya ihtiyaç duyar ve neredeyse hiç gübreleme yapılması gerekmez. Bu da aloe verayı bakımı kolay bir ev bitkisi yapar. Aloe vera gelişmek için parlak, doğal ışığa ihtiyaç duyar. İç mekanda yetiştirilecekse, perde arkasından güneş ışığı alacağı bir pencere kenarına yerleştirilmelidir. Doğrudan güneş, hassas yapraklarını yakabilirken ışık eksikliği bitkinin büyümesinin durmasına ve yapraklarını zayıflatarak kırışmasına neden olur. Aloe vera, toprak tamamen kurduğunda düzenli olarak sulanmalıdır. Toprak uzun süre kuru kalırsa, yapraklar canlılığını yitirebilir.