Konut Kredisi Çekmek için Gerekli Şartlar Nelerdir?

Konut kredisi, ev sahibi olmak isteyen birçok kişinin başvurduğu popüler bir finansman yöntemidir. Peşin ödemesi yeterli olmayan binlerce kişi, her yıl konut kredisi almak için bankalara başvuruda bulunur. Bankalar ise konut kredisi talebinde bulunan kişilerle ilgili detaylı bir inceleme yapar. Kredi tutarları genellikle yüksek olduğu için bankalar, riskleri minimize etmek adına çeşitli önlemler alır. Bu süreçte, potansiyel kredi başvuru sahiplerinin aklında sıklıkla “Konut kredisi çekmek için gerekli şartlar nelerdir?” sorusu gündeme gelir. Bu blog yazımızda, konut kredisi çekmek için gerekli olan şartları derledik.

Konut Kredisi Çekmek için Gerekli Şartlar

Konut kredilerinde bankaların uyguladığı prosedürler genellikle sabittir ve büyük değişiklikler göstermez. Faiz oranlarında da büyük farklar olmasa da, devlet destekli ya da devlet bankaları genellikle daha düşük faiz oranları sunar. Uzun vadeli ödeme planlarında düşük faiz oranları, özellikle konut kredisi çekerken önemli avantajlar sağlar. Ancak, bu bankalar genellikle diğer özel bankalara göre daha düşük faiz sunarken, kredi kullanım şartları açısından daha katı koşullar öne sürebilir. Konut kredisi çekmek için başlıca şartlar arasında şunlar yer alır:

Alınacak Konutun Krediye Uygun Olması

Konut kredisi çekmek için öncelikle alınacak konutun belli olması şarttı. Çünkü bankalar bu konuta göre kredi analizi düzenlerler. Müşteri bankaya başvurduğu an itibari ile konutun alışa hazır olması ve üzerinde herhangi bir ipoteğin bulunmaması gerekir. bu noktada en önemli kriter konutun krediye uygun olmasıdır. Yani toprak tapu denilen arsa payı evler bu kritere uymaz ve bankalar bu evler için kredi tanımlamaz. Kat tapusu olan ve krediye uygun olan evler için konut kredisi çekilebilir. Bu nedenle aranan ilk kriter budur.

Müşteri Kredi Geçmişi

Konut kredisi başvurusunda bankaların en önemli değerlendirme kriterlerinden biri müşterinin kredi notudur. Kredi notu, kişinin geçmişteki finansal işlemleri ve borç ödeme alışkanlıklarına göre belirlenen bir puandır ve bankalar için müşterinin kredi geri ödeme riskini tahmin etmeye yarar. Kredi notu, daha önce kullanılan krediler, kredi kartı borçları, faturalar ve diğer finansal yükümlülüklerin ne kadar düzenli ödendiğini gösterir. Bu nedenle, yüksek bir kredi notu, bankaya müşterinin güvenilir bir borç ödeyici olduğunu işaret eder ve başvurunun onaylanma ihtimalini büyük ölçüde artırır.

Kefil veya Ek Güvence İhtiyacı

Konut kredisi başvurusunda, bankalar genellikle kredi başvurusunu onaylarken başvuran kişinin mali durumu ve kredi notunu göz önünde bulundururlar. Ancak bazı durumlarda, özellikle müşterinin gelir durumu kredi taksitlerini ödemeye yetmeyecek düzeydeyse veya kredi notu düşükse, bankalar ek güvence talep edebilir. Bu ek güvencelerden en yaygın olanı kefil göstermektir. Kefil, borcun ödenmemesi durumunda, yasal olarak kredi borcunu üstlenmeyi taahhüt eden kişidir. Kefil, başvuru sahibinin ödeme gücünün yetersiz olduğu ya da riskli görüldüğü durumlarda bankaya bir güvence sağlar.

Özellikle gelir düzeyi düşük olan veya mevcut borçları fazla olan kişilerden kefil talep edilebilir. Bankalar, kefilin de mali durumunu ve kredi notunu inceleyerek, kefil gösterilen kişinin de kredi ödeme sürecinde sorumluluk alabileceğinden emin olurlar. Kefil göstermek, kredi başvurunuzun onaylanma şansını artırabilir, ancak aynı zamanda kefil olan kişi için de büyük bir sorumluluk taşır. Çünkü ödeme yapılmadığı takdirde, yasal olarak bu borcu ödemek kefilin sorumluluğu haline gelir.

Bu yazı ilginizi çekebilir

Bankalar ayrıca, gelir durumu ya da kredi notu açısından yetersiz görülen müşterilerden gayrimenkul ipoteği, değerli taşınır mal teminatı gibi ek güvenceler de talep edebilir. Bu teminatlar, bankaya kredi riskini azaltma fırsatı sunar ve kredi başvurusu daha kolay onaylanabilir hale gelir. Ek teminatlar, müşterinin kredi ödeme süreçlerinde olası aksaklıkları karşılayabilmek amacıyla ek bir güvence mekanizması olarak işlev görür.

Müşteri Yaş Sınırı

Konut kredisi başvurularında bankalar, müşterinin yaşını önemli bir kriter olarak değerlendirir. Bankaların genel politikalarına göre, kredi başvurusu yapabilmek için genellikle minimum yaş sınırı 18 veya 20’dir. Bu, müşterinin yasal olarak sözleşme yapabilecek ve kredi sorumluluğunu üstlenebilecek bir yaşta olması gerektiği anlamına gelir. Maksimum yaş sınırı ise kredi vadesinin bitiş tarihine göre belirlenir ve çoğunlukla kredi süresi tamamlandığında müşterinin yaşının 70’i geçmemesi beklenir. Örneğin, 30 yaşında bir kişi 20 yıllık bir kredi talep edebilirken, 55 yaşındaki bir müşteri için bu vade 15 yıl ile sınırlı olabilir. Bankalar, uzun vadeli kredi ödemelerinde müşterinin yaşının ilerleyen dönemlerde geri ödeme kapasitesini etkileyebileceğini düşünerek bu sınırları koyar.

Eksper Raporunun Elverişli Olması

Alınacak konut belli ise ve müşteri kredi çekmeye uygun ise bir sonraki aşama eksper raporu olacaktır. Yani bankanın eksperi konuta giderek değer belirlemesi gerçekleştirir. Bu değer, olası bir durumda müşteri borcunu ödemez ise kredinin tamamını kapatabilecek şekilde olmalıdır. Yani bu değer aynı zamanda bankanın müşteriye vereceği krediyi de belirler. Çünkü bankalar eksper değerinin yüzde 80’i oranında müşteriye konut kredisi vermektedir. Eksper bu değeri belirlerken konutun mevki isine, ulaşım olanaklarına, kaçıncı katta olduğuna, yapımında kullanılan malzemesine, deprem bölgesi olup olmadığına ve kaçak kat bulunup bulunmadığına bakar. Tüm bu kriterler konutun değerini belirlemede göze alınan koşullardır. Bu koşullar ne kadar elverişli ise bankanın kullandıracağı kredi de o kadar artacaktır. Aksi halde bankanın vereceği kredinin üstünü müşteri tamamlamak zorundadır.

Sigorta Zorunluluğu

Konut kredisi sürecinde bankalar, kredi verilen gayrimenkul ve müşteriyi olası risklere karşı koruma altına almak amacıyla belirli sigortaların yapılmasını zorunlu kılarlar. Türkiye’de konut kredisi alan herkesin zorunlu olarak yaptırması gereken sigortalardan biri Zorunlu Deprem Sigortası (DASK)’tır. Bu sigorta, konutun deprem gibi doğal afetlerden zarar görmesi durumunda maddi kayıpları karşılamak amacıyla yaptırılır. DASK, yalnızca binanın deprem nedeniyle zarar gören bölümlerini teminat altına alır ve kredi süresi boyunca aktif tutulması gerekir.

DASK dışında, bazı bankalar kredi kullanan kişilere ek olarak hayat sigortası yaptırmayı da şart koşabilir. Hayat sigortası, kredi kullanan kişinin vefatı gibi durumlarda, kalan kredi borcunun sigorta şirketi tarafından karşılanmasını sağlar. Bu sigorta, hem bankayı hem de müşterinin ailesini borcun devrinden kaynaklanacak yüklerden koruma amacı taşır. Hayat sigortası yaptırmak zorunlu olmasa da, bankalar bu sigortayı kredi paketinin bir parçası olarak sunabilir ve kredi sürecinde güvence oluşturur. Bu sigorta türü, özellikle uzun vadeli kredilerde daha sık tercih edilir ve ileri yaşta ya da sağlık riski yüksek olan müşterilere daha fazla önerilir.

Kredi Taksitlerinin Belirlenmesi

Son aşamada bankanın vereceği kredinin taksitleri devreye girecektir. Bu noktada önemli olan kriter ise belirlenen kredi taksitlerinin müşteri tarafından rahat ödenebilmesidir. Eğer müşteri hane gelirini sunar ise banka hanenin toplam geliri ile kredi taksitini karşılaştırır. Bu noktada da kredi taksitlerinin kolaylıkla ödenebilecek olması önemlidir. Hane geliri dendiğinde anne, baba, eş, kardeş baz alınır. Müşteri yakın bir dostunun ya da arkadaşının gelirini hane geliri olarak gösteremez.

Bunları da beğenebilirsin